ŞİDDET
MAĞDURU KADINLARI TEMSİLEN BURADAYIZ!
Bugün
burada evde, sokakta, işte şiddete uğrayan kadınların sorunlarını dile getirmek
ve onlara “yalnız değilsiniz, hep birlikte yaşadığınız şiddeti durdurabiliriz.
“ demek için toplandık.
8 Mart 1857 yılında daha iyi çalışma koşulları istemiyle grev yapan kadınların hayatlarını kaybetme pahasına başlattıkları kadın hareketi, Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Her 8 Mart geldiğinde, herkes bütçesine göre kadınlar gününü kutluyor; kimi kadınlar matinesi düzenliyor, kimi karanfil dağıtıyor. Sonra gün bitiyor, herkes yaşamına geri dönüyor.
8 Mart 1857 yılında daha iyi çalışma koşulları istemiyle grev yapan kadınların hayatlarını kaybetme pahasına başlattıkları kadın hareketi, Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Her 8 Mart geldiğinde, herkes bütçesine göre kadınlar gününü kutluyor; kimi kadınlar matinesi düzenliyor, kimi karanfil dağıtıyor. Sonra gün bitiyor, herkes yaşamına geri dönüyor.
Bu
kutlamalarda yer alan kadınlar olarak; aile içinde şiddete uğrayan, iş yerinde,
sokakta sözlü, fiili tacize uğrayan kadınlara, çocuklara ulaşamıyoruz.
Ulaşamadığımız
Kadınlar ne zaman ki, Basının 3. Sınıf sayfalarında, televizyonların arka
haberlerinde yer alıyorlar o zaman yaşadıkları korkunç gerçeklerden haberdar
oluyoruz.
Maalesef
kadına yönelik şiddeti önlemek konusunda devletimiz de yeterli önlemleri
alamıyor. Kadına şiddet uygulayan kişiler çoğu kez ya serbest kalıyor, ya da
şartlı salıveriliyor. İlkinde dayak yiyerek kurtulan kadın, karakola şikayet
edip adamı içeri aldırdıysa, adam serbest kaldığında daha ağır bir şiddete
maruz kalıyor.
“2016 yılı
kadın cinayetleri haritasında; 2016
yılında 317'si silahlı, toplam 397 kadın cinayetinin basına yansıdığı, Kadın
cinayetlerinin yüzde 80'inin silahlarla işlendiği” belirtilmektedir.
Biz bugün
şiddete uğrayan kadınlara “kim tarafından yapılırsa yapılsın, ister eşiniz,
ister babanız olsun, uğradığınız şiddeti gizlemeyin. Ruhunuzda ve bedeninizde
açılan yaraları saklamayın” demek için buradayız. Utanması gereken, saklanması
gereken siz değilsiniz, size her türlü şiddeti uygulayanlardır.
SUSMAYIN ARTIK! BAĞIRIN, HERKES DUYSUN…
KADINLAR
FİZİKSEL VE RUHSAL ŞİDDET DIŞINDA, AYNI İŞ KOLLARINDA ERKEKLERDEN DAHA AZ
ÜCRETLE ÇALIŞTIRILARAK İKİ KAT SÖMÜRÜLMEKTEDİRLER.
Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde
erkeklerden daha düşük ücret aldı. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014
sonuçlarına göre, yüksek öğretim mezunu düzeyinde bir kadın çalışanın ortalama
yıllık ortalama esas iş geliri, aynı eğitim düzeyinde bir erkek çalışanın
yıllık ortalama esas iş gelirinden %1,3 oranında düşük gerçekleşirken, bu
farkın en fazla olduğu eğitim düzeyi %1,8 ile lise altı oldu.
Her 10 kadından 4’ü eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddet gördü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014 sonuçlarına göre;
Her 10 kadından 4’ü eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddet gördü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014 sonuçlarına göre;
Ülke
genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı
kişiden fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranı %35,5’dir.
Bu veriler
göstermektedir ki; her türlü şiddete, ayırımcılığa karşı, her kesimden kadına
ulaşmak ve kadınların yaşamlarını özgürce devam ettirebileceği sosyal
politikalar üretmek zorundayız. Kadınları koruyan, sosyal hayata aktif olarak
katılımını sağlayan ve yaşam formunu güvence altına alan, koruyucu yasalara
ihtiyacımız var.
Bu yasaları
çıkarabilmek için; Hangi siyasi görüşten, hangi sosyal tabakadan olursa olsun,
kendi hayatımızı ellerimizde tutabilmek, eşit vatandaş olarak bu ülke
topraklarında yaşayabilmek için birlikte olmak zorundayız.
Dohaycan
Derneği
Yönetim
Kurulu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder