7 Mart 2017 Salı

ŞİDDET MAĞDURU KADINLARIN YERİNE BURADAYIZ!




ŞİDDET MAĞDURU KADINLARI TEMSİLEN BURADAYIZ!
Bugün burada evde, sokakta, işte şiddete uğrayan kadınların sorunlarını dile getirmek ve onlara “yalnız değilsiniz, hep birlikte yaşadığınız şiddeti durdurabiliriz. “ demek için toplandık. 

Şiddete uğrayan kadınlar, aldıkları yaraları makyajla kapatıyorlar veya sokağa çıkmıyorlar. Sokağa şiddetin yarattığı izlerle çıkmaya utanıyorlar. Oysa utanması gereken şiddet mağdurları değil, şiddet uygulayanlardır, demek için temsili yaralarla sokağa çıktık. Basın açıklaması yaptık.
 8 Mart 1857 yılında daha iyi çalışma koşulları istemiyle grev yapan kadınların hayatlarını kaybetme pahasına başlattıkları kadın hareketi, Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi.  Her 8 Mart geldiğinde, herkes bütçesine göre kadınlar gününü kutluyor; kimi kadınlar matinesi düzenliyor, kimi karanfil dağıtıyor. Sonra gün bitiyor, herkes yaşamına geri dönüyor.
Bu kutlamalarda yer alan kadınlar olarak; aile içinde şiddete uğrayan, iş yerinde, sokakta sözlü, fiili tacize uğrayan kadınlara, çocuklara ulaşamıyoruz.
Ulaşamadığımız Kadınlar ne zaman ki, Basının 3. Sınıf sayfalarında, televizyonların arka haberlerinde yer alıyorlar o zaman yaşadıkları korkunç gerçeklerden haberdar oluyoruz.
Maalesef kadına yönelik şiddeti önlemek konusunda devletimiz de yeterli önlemleri alamıyor. Kadına şiddet uygulayan kişiler çoğu kez ya serbest kalıyor, ya da şartlı salıveriliyor. İlkinde dayak yiyerek kurtulan kadın, karakola şikayet edip adamı içeri aldırdıysa, adam serbest kaldığında daha ağır bir şiddete maruz kalıyor. 

“2016 yılı kadın cinayetleri haritasında;  2016 yılında 317'si silahlı, toplam 397 kadın cinayetinin basına yansıdığı, Kadın cinayetlerinin yüzde 80'inin silahlarla işlendiği” belirtilmektedir.
Biz bugün şiddete uğrayan kadınlara “kim tarafından yapılırsa yapılsın, ister eşiniz, ister babanız olsun, uğradığınız şiddeti gizlemeyin. Ruhunuzda ve bedeninizde açılan yaraları saklamayın” demek için buradayız. Utanması gereken, saklanması gereken siz değilsiniz, size her türlü şiddeti uygulayanlardır.

SUSMAYIN ARTIK! BAĞIRIN, HERKES DUYSUN…
KADINLAR FİZİKSEL VE RUHSAL ŞİDDET DIŞINDA, AYNI İŞ KOLLARINDA ERKEKLERDEN DAHA AZ ÜCRETLE ÇALIŞTIRILARAK İKİ KAT SÖMÜRÜLMEKTEDİRLER.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret aldı. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014 sonuçlarına göre, yüksek öğretim mezunu düzeyinde bir kadın çalışanın ortalama yıllık ortalama esas iş geliri, aynı eğitim düzeyinde bir erkek çalışanın yıllık ortalama esas iş gelirinden %1,3 oranında düşük gerçekleşirken, bu farkın en fazla olduğu eğitim düzeyi %1,8 ile lise altı oldu.
Her 10 kadından 4’ü eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddet gördü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014 sonuçlarına göre;
Ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranı %35,5’dir.
Bu veriler göstermektedir ki; her türlü şiddete, ayırımcılığa karşı, her kesimden kadına ulaşmak ve kadınların yaşamlarını özgürce devam ettirebileceği sosyal politikalar üretmek zorundayız. Kadınları koruyan, sosyal hayata aktif olarak katılımını sağlayan ve yaşam formunu güvence altına alan, koruyucu yasalara ihtiyacımız var.
Bu yasaları çıkarabilmek için; Hangi siyasi görüşten, hangi sosyal tabakadan olursa olsun, kendi hayatımızı ellerimizde tutabilmek, eşit vatandaş olarak bu ülke topraklarında yaşayabilmek için birlikte olmak zorundayız.
Dohaycan Derneği
Yönetim Kurulu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder